Eylül 10, 2024.

Pediatrik Rehabilitasyon

PEDİATRİK REHABİLİTASYON

Prof.Dr. Birol BALABAN

FizyoCare Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Tıp Merkezi, Ankara

Lefke Avrupa Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi, KKTC

Pediatrik rehabilitasyon; doğumsal veya çocukluk çağında ortaya çıkarak fiziksel engellilik yaratan durumların önlenmesi, tanısı, tedavisi ve tıbbi rehabilitasyon yaklaşımlarını içinde barındıran geniş kapsamlı bir bilim alanıdır. Engellilik yaratan unsurlar, birincil veya ikincil sebeplerle ortaya çıkan medikal, fiziksel, fonksiyonel, kognitif, psikososyal ve iletişim (konuşma-anlama) limitasyonlarını ve durumlarını ihtiva eder. Fiziksel engelliliği olan çocukların rehabilitasyon tedavisi; engelliliğin gidişatını ve büyüme sürecini iyi bilerek, aynı zamanda da devamlı bakımın gereklerinin farkında olarak, fonksiyonel kapasitenin belirlenmesi ve en iyi rehabilitasyon stratejilerinin geliştirmesini gerektirir.

TARİHÇE

Pediatrik Rehabilitasyon Bilimi’nin geçmişi yakın dönemlere dayanmaktadır. Bu tıp alanının temelleri dünyada ilk olarak 1983 yılında Rehabilitasyon Tıbbının öncülüğünü yapan Amerika Birleşik Devletlerinde, 59 Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon (FTR) uzmanının Amerikan FTR Akademisi bünyesinde oluşturduğu çalışma grubuyla atılmıştır. 1998-1999 yıllarında Amerikan FTR Yeterlilik Kurulu (American Board of Physical Medicine & Rehabilitation /ABPMR) ve Amerikan Tıbbi Uzmanlık Kurulu’na (American Board of Medical Sciences /ABMS) yapılan üst ihtisas alanı olma yönündeki başvurular kabul edilmiştir. O tarihten bu yana ABD’de Pediatrik Rehabilitasyon Uzmanlığı ayrı bir eğitim alanıdır. Üç ayrı şekilde eğitim imkanı mevcuttur:

1- Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon uzmanlığı(4 yıl) sonrası üst ihtisas programı (2 yıl)

2-Direkt Pediatrik Rehabilitasyon Uzmanlık eğitimi (FTR ve Pediatri Anabilim Dalı rotasyonlarını da içerecek şekilde ayrı bir ihtisas programı (5+1 yıl)

3- Bununla beraber, önce Pediatri, sonra FTR ihtisas programlarını ayrı ayrı tamamlayarak “Pediatrik Rehabilitasyon Uzmanı” olunabilmektedir.. Ancak, bu program uzmanlık sonrası ihtisas ve kombine eğitim programlarının başlaması sonrası pratikte uygulamadaki işlerliğini kaybetmiş durumdadır.

Şuan itibarı ile Avustralya, Yeni Zelanda gibi bazı ülkelerde benzer şekilde Pediatrik Rehabilitasyon Uzmanlık eğitim süreci başlamıştır. Avrupa’nın birçok ülkesinde ise, ayrı bir bilim dalı olmamakla beraber Rehabilitasyon kürsüleri ve merkezleri içersinde ayrı tanı, tedavi ve eğitim kurumları olarak, ayrı profesyonel kadroları ihtiva eden münferit teşkilat yapılarına kavuşmuştur.

Ülkemiz açısından konuyu irdeleyecek olursak; her ne kadar son yıllarda önemi fark edilmeye başlanmış olsa da, böylesine büyük bir kitleye hitap eden bu tıp alanı halen akademik kurumların ve devlet kadrolarının organize olmadığı, eğitim programları içerisinde yerini alamamış, kısıtlı sayıda hekim ve akademisyenin kişisel ilgi alanı şeklinde sınırlı kalmış bir yapıdadır. Bundaki en büyük etken bizzat bu konuda eğitim almış ve yetişmiş kişi sayısının yetersizliğidir

KAPSAM

Pediatrik Rehabilitasyon eğitimli hekimin liderliğinde, pediatrik rehabilitasyon tecrübesi olan yardımcı sağlık personelini ve eğitim kadrolarını da içinde bulundurması gereken bir alandır.
Fizyoterapist, Hemşire, Ortez-Protez teknisyeni, İş-Uğraşı terapisti Konuşma ve yutma terapisti, Sosyal Hizmet uzmanı, Çocuk gelişim uzmanı, Çocuk psikoloğu, Özel Eğitim Uzmanı, rehabilitasyon ekibi içinde yer bulan diğer profesyonel üyelerdir.

NEDEN PEDİATRİK REHABİLİTASYON ?

Pediatrik Rehabilitasyon Bilimi hastalık veya travmaya bağlı gelişen fiziksel ve/veya kognitif problemleri olan engelli çocukların rehabilitasyon tedavisini sağlayan, geniş klinik bir yaklaşımdır. Bu durum: Sadece hastalık bazlı bir uzmanlık alanı değildir. Tıbbi ve rehabilitatif hedefler ve girişimler üzerine büyümenin ve gelişmenin etkisi; Pediatrik Rehabilitasyon alanını, genel FTR’den ayıran önemli bir noktadır.

Çocukluk çağında gelişen fiziksel problemler, gelişme sürecinin etkisi ile değişim gösterdiğinden; klinik tanı ve zamana bağlı dönemsel değişimler sebebiyle yetişkinlik dönemindeki fiziksel problemlere yaklaşım şeklinden oldukça farklıdır.
Yetişkinlik çağında görülmeyen, ancak çocukluk çağında baş gösteren ve rehabilitasyon gerektiren birçok nörolojik, ortopedik ve romatolojik hastalıklar genel FTR bilgi ve tecrübesinden farklı bir süreçtir.

Hasta takiplerinde ve tedavilerinde uygulanan bir takım prosedürler temelde benzerlik gösterse de; fiziki şartlar, yaklaşım ve uygulama açısından tamamen farklıdır. Ancak, genel engellilik problemleriyle başa çıkmayı ve tedavi becerilerini kazanmayı sağlayan genel FTR bilgisi; çocukluk çağının fiziksel sorunları ve engelliliklerinin tedavisiyle ilgilenen pediatrik rehabilitasyon uzmanının gelişimi için oldukça önemli bir temel oluşturur.

Çocukluk çağında fiziksel engel ve hareket kaybına sebebiyet veren hastalıkların önemli bir bölümü, doğru ve zamanında yapılan müdahalelerle ortadan kaldırılabilir ya da mümkün olan en düşük seviyeye indirilebilir. Dolayısıyla, doğru zamanlarda ve doğru şekillerde uygulanan tıbbi tedaviler sayesinde çoğu bir şekilde bağımsızlığını kazanabilir. Sağlıklı çocuklarımız gibi, onlarda eğitimli, kültürlü, düşünen ve üreten bireyler olarak toplumumuza kazandırılabilir. Bu hastaların tedavisi sadece çocukları değil, onların ailelerini de içine alan bir rehabilitasyon sürecidir. Çocuğun rehabilitasyon tedavisindeki süreç, sadece FTR tedavisi değil, eğitim ve sosyal destek programlarını da gerektiren bütüncül bir konsepttir.

Ülkemiz açısından tablo irdelendiğinde rehabilitasyon ihtiyacı olan çocuk sayısı azımsanamayacak kadar çoktur. Ancak; bu konsepte uygun süreci yönetecek eğitimli kadrolar ve merkezler ne yazık ki çok yetersizdir.

Özetle; Pediatrik Rehabilitasyon alanında FTR ünitelerince verilen poliklinik, randevulu hasta, yatan hasta, sıhhi kurul, özürlü sağlık kurulu ve girişimsel tedavi hizmetlerinin yoğunluğu her geçen yıl artarak devam etmektedir. Giderek artan hizmet talebi, bu alana ilgi duyan akademisyenlerin şahsi gayretleri ile karşılanamayacak kadar yoğun düzeylere ulaşmıştır. Ülkemizin ve branşımızın bu alanda hizmet verebilecek, kalifiye personel ihtiyacını karşılayacak, uluslar arası kurumlarla rekabet edebilecek organize bir yapılanmaya ihtiyaç olduğu açıktır.